Kömür Karası Çocuk, Müge İplikçi’nin kaleminden okuduğum ilk kitap. Sayfalar ilerledikçe, içim hüzünle, kızgınlıkla, umutla doldu taştı. Mülteci bir çocuğun, teni koyu Salif’in hikayesini yazmış Müge İplikçi.
Salif, yeri göğü ışıklar içinde parlayan ülkesinden, annesi ile birlikte Türkiye’ye göç eder. Koca Reis diye seslendiği müzisyen babasından da bu yolculukta ayrı düşer. Günlerini babasından kaptığı melodileri kovalayarak geçirirken, kendini bir okul orkestrasında bulur. Bir adresi, hiçbir kaydı bulunmayan o mahallede müziğin gücüyle var olur. Bu var olmayı Salif’in gözlerinde kendi çocukluğunu gören bir kahramana borçludur. Başlarından geçen diğer maceralar için, sizi en yakın kitapçıya davet ediyorum =)
Bir çocuğa kazandırabileceğiniz en önemli değerlerden birinin kendi kendine yetmek olduğuna inanıyorum. Bunun peşi sıra gelen değer ise farklılıklarla yaşamayı öğrenmek ve onlara saygı duymak. Müge İplikçi’nin “Kömür Karası Çocuk” romanı bu değeri kazandırırken etkili şekilde kullanabileceğiniz bir arkadaş.
Not: Kitabın sonunda “Meraklısına” ifadesi ile yer bulmuş bir müzisyen tanıtım kısmı var. Yine bir ten rengi kavgasına şahit olup vicdanınız huzursuzca kıpırdansa da sonrasında kulağınızın pasını silebilirsiniz =)
Keyifle okuyup, değerlendirmeniz dileğiyle…
Kömür Karası Çocuk, Müge İplikçi
Günışığı Kitaplığı, Eylül 2014.
Bir yanıt yazın